Değerli Okurlarım;
15-21 Nisan arası Turizm Haftası. Yani sadece tatil planları değil, bir ülkenin kendini anlatma biçimi konuşuluyor bu hafta. Çünkü turizm dediğimiz şey, yalnızca güneş ve deniz değildir. Bir memleketin kültürünü, doğasını, tarihini ve insanını dünyaya anlatma şeklidir. Kendi kimliğini vitrine koymaktır aslında.
Peki soralım: Balıkesir bu vitrinde nerede duruyor?
Kazdağları’nın tertemiz havasını, Edremit Körfezi’nin maviliğini, Ayvalık’ın taş sokaklarını, Gönen’in şifalı sularını, Kuva-yı Milliye’nin izlerini taşıyan merkez ilçelerini bir araya getirince, ortaya sadece bir tatil beldesi değil, yaşayan bir kültür coğrafyası çıkıyor.
Balıkesir; hem Ege'nin zarafetini hem Marmara'nın dinamizmini bünyesinde barındıran ender şehirlerden biri. Her köşesi başka bir hikâye, başka bir ruh hali sunar insana. Sabah deniz kenarında yürüyüp, öğleden sonra dağlarda yürüyüşe çıkabileceğiniz nadir yerlerden. Üstelik yalnızca doğasıyla değil, mutfağıyla, gelenekleriyle, sıcakkanlı insanıyla da sizi içine çeker.
Turizm Haftası’nın bize düşen tarafı ise şu: Bu güzellikleri sadece görüp geçmekle kalmayalım. Sahip çıkalım. Doğayı koruyalım, kültürü yaşatalım, tarihi unutturmayalım. Çünkü bir yerin gerçek zenginliği, geçmişinden geleceğine taşıdığı değerlerde saklıdır.
Balıkesir’in her ilçesi, her kasabası, her sokağı aslında birer “açık hava müzesi.” Yeter ki bakmayı bilelim, anlatmayı ihmal etmeyelim.
Turizm bir ekonomi meselesi olduğu kadar, bir hafıza meselesidir de… Ve biz, Balıkesir’de hem hatırlayacak hem anlatacak çok şeye sahibiz.
Sevgiyle kalın, yolunuz Balıkesir’e düşsün…