ABD, dünya ekonomisinde yeni bir dönemin kapısını açtı. Trump'ın yeni uygulamaları, küreselleşen dünyada ticareti olumsuz etkileyecek. 1492'de Amerika'nın keşfinden sonra, Yeni Dünya'dan akan altın ve gümüş, Eski Dünya ekonomisinin yapısını değiştirmişti. Bu konuda Fernard Braudel, Peter Gordon, Dennis Flynn, Kris Lane, Ömer Lütfi Barkan, Niyazi Berkes, Şevket Pamuk, Mehmet Kuru ve Ümit Koç'un çalışmalarına bakılabilir.
ALTIN VE GÜMÜŞ BOLLUĞU
Amerika kıtasının keşfinden sonra İspanyollar, Meksika ile Bolivya'daki altın ve gümüş madenlerini bulup işletmeye başladılar. 1545'te Diego de Huallpa'nın Potosi madenlerini tesadüfen keşfiyle madencilik tarihi değişti. Potosi'deki maden dağı Cerro Rico, 16. yüzyılın ikinci yarısında dünyada çıkarılan gümüşün tahminen yüzde 60'ını üretiyordu. Potosi'nin nüfusu, artan maden faaliyetlerinden dolayı 17. yüzyılda 200 bine yaklaştı. 1500'lerden 1800'e kadar Bolivya ve Meksika'daki madenlerin, dünyadaki gümüşün yaklaşık yüzde 80'ini ürettiği tahmin ediliyor.
Gümüş (beyaz renk) ve baharat (mavi renk) taşıyan gemilerin ticaret rotaları.
Başlangıçta İnka ve diğer yerli halkların maden usulleri kullanıldı. Eski metotlarla cevher işleme 1560'larda verimsizleşti. Bu yıllarda İspanyolların gümüşü çıkarmak için cıvayı kullanarak yeni metotlar geliştirmesiyle gümüş üretimi arttı. Bartolome de Medina'nın bulduğu yeni usul, Potosi'deki üretimi altı katına kadar artırdı. Yeni dünya madenleri İspanyol ekonomisinin temel taşı oldu. İspanyolların zenginleşmesi, milyonlarca yerli ve Afrikalı kölenin kan ve gözyaşıyla gerçekleşecekti. Madenlerde çalışacak yerli nüfus azalınca, Afrika'dan köleler getirdiler.
SAHTE PARALAR TEDAVÜLDE
Amerika kıtasından on binlerce ton gümüş ve binlerce ton altın Avrupa'ya gönderildi. Bu değerli madenlerin bir kısmı Güney Amerika'da, bir kısmı ise Avrupa'da sikke olarak darbediliyor ve tedavüle giriyordu. İspanyol kâşiflerin Amerika'daki altın ve gümüş madenlerine ulaşması, yüksek kalitede paraların basılarak tedavüle girmesini sağlamıştı. Bu tarihten sonra İspanyol Reali, dünyada tanınan ve kullanılan bir alışveriş aracına dönüşerek 19. yüzyıl başlarına kadar önemini korudu.
Amerika'da altın madeni.
Amerika'da çıkan bol gümüşün Avrupa madenciliğine olumsuz etkileri oldu. 16. yüzyılın ikinci yarısında Eski Dünya'daki madenlerin bir kısmı Avrupa'ya ulaşan büyük miktarlardaki Amerikan gümüşü karşısında kârlılığını yitirerek kapatılma sürecine girdi. Birçok madende de üretim ciddi miktarlarda azaldı. Saksonya, Bohemya, Slovakya ve Avusturya'daki madenler bir bir kapandı.
Amerika'dan gelen altın ve gümüş miktarının 17. yüzyılın ortalarına doğru azalmaya başlamasıyla piyasayı devalüe edilmiş ve sahte paralar kapladı. İspanyol paralarını ele geçirip yerine kalp veya devalüe edilen paraları üreten topluluklar ortaya çıktı. Özellikle Hollanda-Belçika, İngiltere-Fransa ve İspanya hattında önemli bir kalp para trafiği başladı.
FİYATLAR ÇOK ARTTI
Fernard Braudel'e göre İspanya başlangıçta Amerika'dan gelen gümüş ve altını kendi topraklarında tutmaya çalıştı. Ülkeye gelip giden gemilere ve eşyalara sıkı bir denetim uyguladı, ancak başarılı olamadı. Amerika gümüşü kaçak yollarla İspanya dışına çıktı. Bu durumda yabancı tüccarların etkisi büyüktü. Daha sonra gümüş ihracatı resmi olarak da yapıldı.
Özellikle Çin'in aşırı bir gümüş talebi vardı. Yeni Dünya'dan gelen gümüşün yüzde 30'unun Çin'e gittiği tahmin ediliyor. 1594'te İspanya'ya gelen altının yüzde 60'ı, ihtiyaç duyulan malları (buğday, yelken bezi vs.) almak için ihraç edilmekteydi. Yüzde 40'ı ise İspanya'da kalmakta veya kaçak olarak ihraç edilmekteydi.
Potosi
Özellikle Çin'in aşırı bir gümüş talebi vardı. Yeni Dünya'dan gelen gümüşün yüzde 30'unun Çin'e gittiği tahmin ediliyor. 1594'te İspanya'ya gelen altının yüzde 60'ı, ihtiyaç duyulan malları (buğday, yelken bezi vs.) almak için ihraç edilmekteydi. Yüzde 40'ı ise İspanya'da kalmakta veya kaçak olarak ihraç edilmekteydi.
İngiliz tüccarı Gerard Malynes (1586- 1641), "Fiyatların artması, Hindler'den (Amerika Kıtası) gelen 'para denizlerine' bağlıdır. Bu denizler ölçüyü küçültmüşler, bu küçülen ölçü de dengeyi sağlamak için rakamları büyütmüştür" diyordu. Meselenin kamuoyuna mal olması 1566-1568 yılları arasında Jean Bodin ile M. de Malestroit arasındaki tartışmayla oldu. 1585'te eserini kaleme alan Noel de Fail teoriyi şu şekilde açıklıyordu: "...Ve bu, yeni keşfedilen ülkelerin ve İspanyol ile Portekizliler'in buradan ülkelerine getirdikleri altın ve gümüşün sonunda sürekli olarak Fransa'ya geçmelerinden ve başka şartlar altında edinemeyecekleri buğday ve diğer malları almalarından kaynaklanmaktadır."
OSMANLI AKÇESİ DEĞER KAYBETTİ
16. yüzyılın son çeyreğinde Amerika'dan Avrupa'ya akan altın ve gümüş, Eski Dünya'daki bütün ekonomik dengeleri altüst etti. Fiyatlar ihtilali denilen enflasyon her tarafı sarstı. Bu durum Osmanlılar'ı da etkiledi.
Amerika'dan gelen altın ve gümüşle gelirleri artan Avrupalılar, Doğu Akdeniz ve bilhassa Asya ile olan ticaretlerinde çok büyük açıklar vermeye ve aradaki farkı altın ve gümüşle kapatmaya başladılar. Böylece Avrupa devletlerinin altın ve özellikle de büyük boy gümüş sikkeleri çok kullanılan birer ödeme aracı olarak bütün dünyaya yayıldı. 16. yüzyılın ortalarından itibaren bu Avrupa guruşları Balkanlar üzerinden Osmanlı topraklarına da girdi ve piyasalarda kullanıldı. Osmanlı topraklarında tedavülde olan İspanyol Reali, 1550'lerden sonra Osmanlı kaynaklarında riyal olarak zikredilir.
Bol miktarda İspanya gümüşünün Osmanlı topraklarına girmesi, çeşitli problemlere sebep oldu. Gümüşün giderek değer kaybetmesi ve altının değer kazanması, Avrupalılar için Osmanlı mallarını ucuz hale getirdi. Piyasanın ihtiyaç duyduğu temel malların dışarıya akması, iç piyasada hızlı fiyat artışlarına sebep oldu. Tağşiş (değerli bir madenin içine daha değersiz bir madenin karıştırılarak saflığının bozulması) uygulamaları sonucu, Osmanlı akçesi (gümüş para) tedavüldeki yabancı paralar ve altın karşısında giderek değer kaybetti.
AVRUPA PARASI İSTİLASI
1453-1559 arası dönemde gümüş akçe yüzde 21, altın para ise yüzde 50'ye yakın değer kaybetti. Gümüş akçenin ağırlığı, 1585 tağşişinden sonra 1650'lere kadar 0.4 gram azaldı. Böyle olunca da piyasada kullanılan bir para olmaktan çıkıp hesap birimi işlevini görür hale geldi. Bakır para üretiminde de hızlı bir azalma olduğundan Avrupa paraları Osmanlı piyasalarını istila etti.
Yabancı tüccarlar yanlarında kendi ülkelerinin paralarını getiriyor, alacaklarını da bu paralarla almak istiyorlardı. Bu durum Osmanlı piyasalarında dalgalanmalara ve para basımının azalmasına sebep oldu. Osmanlı darphanelerinin sayısı 1600'lerde takriben 40 iken 1650'lere gelindiğinde 4'e kadar düştü. Akçe piyasalardan yavaş yavaş çekildi.
Avrupa'dan gelen bol miktarda gümüşün Osmanlı topraklarında fiyatların artmasına, Osmanlı parasının değerinin düşmesine, faizciliğin yaygınlaşmasına sebep olup, fiyatlardaki artışlar sabit gelirli askeri zümreleri doğrudan etkilediği ve bu yüzden birçok isyan çıktığı iddia edilir. Özellikle Barkan'ın bu durumu Osmanlı tarihinde bir dönüm noktası olarak göstermesi, son yıllarda yapılan çalışmalarda tenkit edilmiştir. Şevket Pamuk, fiyat artışlarının Osmanlı tarihine etkisinin sınırlı olduğunu, bir dönüm noktası olmadığını söyler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.