Protestolarda tutuklanan gençler için “O gençlerin hayatları karardıysa, o hayatları karartan CHP olarak sizsiniz” diyen Erdoğan, Deniz Gezmiş ve Nâzım Hikmet üzerinden CHP’yi hedef almaya çalıştı.
Haber Merkezi
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hükümete yönelik protestolarda tutuklanan 18-22 yaş arasındaki 300'e yakın genç için, "O gençlerin hayatları karardıysa, o hayatları karartan CHP olarak sizsiniz! Gençleri öne sürüp belediye binasına saklanan sizsiniz. Gençleri kışkırtan, polisle çatıştıran sizsiniz" dedi.
Erdoğan gençlerin “yolsuzlukların paravanı” yapılmaya çalışıldığını iddia etti.
Denizlerin ve Nâzım'ın mücadelesine dil uzattı
Türkiye'nin eşit, özgür ve bağımsız bir ülke olması için mücadele veren ve 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarına ilişkin Meclis’te yapılan oylamada “evet” oyu verenler arasında dönemin onlarca CHP’li milletvekillinin de bulunduğu biliniyor.
Konuşmasında o dönemden örnek vermeye çalışan ve “Deniz Gezmiş’in CHP tarafından sahaya sürüldüğünü” söyleyen Erdoğan ardından idamların CHP sayesinde onaylandığını öne sürdü. Erdoğan CHP’yi “riyakarlıkla” suçlarken Deniz Gezmiş’in, Nâzım Hikmet’in sosyalizm ve bağımsızlık mücadelelerine dil uzatarak “kullanıldıkları” imasında bulunmaya çalıştı.
Erdoğan “Deniz Gezmiş'i sahaya süren, siz değil misiniz? Meclis'te oylamadan kaçarak idamını onaylayan siz değil misiniz? İdamını izleyen, güya mezarı başında gözyaşı döken siz değil misiniz? Bunlardan sonra utanmanız gerekirken işinize geldiğinde Deniz Gezmiş'i kullanan siz değil misiniz? Sabahattin Âli'ye, Nâzım Hikmet'e bakın... Aynı riyakarlığı orada da görürsünüz!” ifadelerini kullandı.
'Herkesi etkileyecek şiddetli kasırga geliyor'
Meclis’te partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, ilk olarak ABD’de Donald Trump yönetiminin belirlediği gümrük tarifelerine değindi ve “herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırga” beklendiğini söyledi.
Erdoğan şöyle konuştu:
"Uluslararası siyasetin tüm aktörleri yeni arayışa girdi. Gümrük tarifesi üzerinden alevlenen ticaret savaşları, küresel ölçekte etki uyandıracak. Herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırga geliyor. Dünyamız, özellikle ekonomi ve askeri kapasite bakımından tek kutuplu bir yapıdan çok kutuplu bir mimariye hızla yol alıyor. Üst üste gelen haberleri, bu yeni dönemin doğum sancıları olarak değerlendirmemiz gerekiyor.”
'Türkiye'siz bir denklem kurulamayacağı küresel aktörler tarafından kabulleniliyor'
Bu süreci en iyi okuyan, "sahada ve masada” en güçlü konumda bulunan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu savunan Erdoğan “Ülkemiz, yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline gelmektedir. Bunun işaretlerini görmeye başladık. Sözünün ağırlığı olan, söylemi takip edilen bir ülke olarak Türkiye'nin adı her platformda daha sık telaffuz ediliyor. Türkiye'siz bir denklem kurulamayacağı küresel aktörler tarafından da çoğu zaman mecburen kabulleniliyor” diye konuştu.
'Türkiye icazet alan değil icazet aranan ülke'
Muhalefetin hâlâ “eski Türkiye'de yaşadığını sandığını”, Türkiye'nin icazetle iş gördüğü zannıyla hareket ettiğini savunan Erdoğan “Türkiye, AK Parti hükümetleri döneminde icazet alan değil, icazeti aranan ülke konumuna gelmiştir. Kendileri Batı'nın rızası olmadan bırakın politika üretmeyi, nefes dahi alamadıkları için gelişmeleri doğru okuyamıyorlar” dedi.
'Güçlü bir ekonomi programı var'
Küresel ekonominin zorlu bir sınavdan geçtiğini, ticaret savaşlarının yeni bir boyuta evrildiğini, bazı ekonomilerin durgunluğa girmesinin olası olduğunu kaydeden Erdoğan “Dünyada ciddi bir belirsizlik ortamı var evet ama Türkiye'nin de yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var. Ticaret, üretim ve ihracat tarafında menfi bir durum beklemiyoruz. Düşük tarife uygulanan ülkeler arasında olmamız sebebiyle, bu dönemi daha kolay atlatacağımıza inanıyoruz. İş dünyamız müsterih olsun. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun. Orta ve uzun vadede Türkiye'nin daha az etkilenmesini öngörüyoruz” diye konuştu.
'CHP'nin boykot çağrısına millet itibar etmedi'
Enflasyonda düşüşün devam edeceğini, istihdamda ve ihracatta “işlerin yolunda gittiğini” savunan Erdoğan 2 Nisan’da yapılan boykotu hedef alarak şöyle konuştu:
“Geçen hafta Türk ekonomisinin gücünü test etme imkanı bulduk. Muhalefetin ekonomimize zarar verme girişimini boşa çıkardık. Milletimiz, sırf yolsuzluklarını gözden kaçırmak için ülkesine ve milletine kasteden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi. Gezi olaylarında 'tüketmeyin, ekonomi dursun' çağrıları nasıl çapulcuların elinde patladıysa, CHP'nin boykot çağrısına da millet itibar etmedi. Boykotçular, bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Türkiye ekonomisin batıracaklarını sananlar, bir daha avuçlarını yaladı ve kös kös oturmak zorunda kaldı. Muhalefetin kumpaslarına, tahriklerine rağmen biz Türkiye'yi hedeflerine doğru yaklaştırıyoruz.”
'Türkiye 20 gündür bir tiyatro izliyor'
19 Mart'tan bu yana siyaset sahnesinde “farklı bir oyun oynandığını” iddia eden Erdoğan “Türkiye, 20 gündür bir tiyatro izliyor. Oyunun kurgucusu, figüranları CHP'liler. Perdeyi açan, kapatan CHP... Bilinmeyen tek bir şey var, orta oyununun kavuğunun kimde olduğu…” dedi.
‘Gençlerin hayatları karardıysa o hayatları karartan sizsiniz’
CHP’nin haftasonu yapılan Olağanüstü Kurultayı’nı hatırlatan Erdoğan “Hafta sonu yaptıkları baskın kurultayla kavuk, Sayın Özel'in başına geçmiş oldu. Oyunu yazan, sahneleyen onlar; çalıp çırpan onlar, İstanbul'da Escobar düzeni kuranlar onlar, paylaşım kavgası veren yine onlar, şikâyeti yapan yine onlar, tanıklığı yapan onlar, savcıların kapısında ihbar sırasına giren yine onlar, ama üste çıkmaya çalışan yine onlar. CHP olarak siz bizi, far görünce donup kalan tavşan mı sandınız? İç tartışmalarınızın faturasını ne bize ne millete ödetemezsiniz. Sizin kavuk tartışmanız bizi ilgilendirmez. Şimdi 'yok şu gözaltına alındı, bu tutuklandı, yok onu serbest bırakın.' Başınıza ne geldiyse sizin koltuk sevdanızdan, kibrinizden, aç gözlülüğünüzden geldi. Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz. CHP'yi bu mafya düzeninin içine siz soktunuz. Kendi meselenizi örtmek için sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri öne sürüp belediye binasına saklanan sizsiniz. Gençleri kışkırtan, polisle çatıştıran sizsiniz. O gençlerin hayatları karardıysa, o hayatları karartan CHP olarak yine sizsiniz” diye konuştu.
‘Deniz Gezmiş'i sahaya süren siz değil misiniz?’
Erdoğan konuşmasının devamında Deniz Gezmiş’in CHP tarafından “sahaya sürüldüğünü” ve idamının CHP sayesinde onaylandığını öne sürerek, CHP’nin şimdi de gençleri yolsuzluğun paravanı” yapmaya çalıştığı iddialarında bulundu.
Erdoğan şöyle konuştu:
“Bugün sürekli üzerinde tepindiğiniz Deniz Gezmiş'i sahaya süren, siz değil misiniz? Meclis'te oylamadan kaçarak idamını onaylayan siz değil misiniz? İdamını izleyen, güya mezarı başında gözyaşı döken siz değil misiniz? Bunlardan sonra utanmanız gerekirken işinize geldiğinde Deniz Gezmiş'i kullanan siz değil misiniz? Sabahattin Ali'ye, Nazım Hikmet'e bakın... Aynı riyakarlığı orada da görürsünüz! Bir yandan gençleri kışkırtıyor, küfrettiriyor, polise saldırtıyorsunuz; diğer yandan timsah gözyaşları döküyorsunuz. Bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz kullandırtmayacağız! Gençleri, yolsuzluklarınıza paravan yapmanıza müsaade etmeyiz!
Güvendiğiniz dağlara da çoktan karlar yağdı. Medet umduğunuz Batılı aktörler sizi terk edeli çok oldu. Son bir umutla aradığınız numaralar ya kapalı ya sizi engelledi ya da kapsama alanı dışına çıktı. Kimse sizi umursamıyor.”
'İsmet İnönü koltuğu çok severdi'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Türkiye’yi bir cuntanın yönettiği ve Erdoğan’ın da bir “cunta başkanı”na dönüştüğüne yönelik sözlerine yanıt veren Erdoğan, İsmet İnönü’yü “koltuğu çok severdi” diyerek hedef aldı:
“Bizi cuntacılıkla itham ediyor! CHP'nin ikinci genel başkanı, malum, İsmet İnönü... Koltuğu çok severdi. 1972 yılında koltuğunu 88 yaşındayken, Ecevit karşısında kaybedince bıraktı. 1930 yılında çok partili siyaset denemesinde koltuğu öyle bir sallandı ki Serbest Cumhuriyet Fırkası'nda 3 ay tahammül edebildi sonra o partiyi kapattırdı. 1946'da gönüllü olarak değil, yoğun uluslararası baskılar nedeniyle çok partili hayata geçmek zorunda kaldı. Buna mecburdu. Başka yolu yoktu.”
CHP’nin “şimdi o mecburiyeti sanki lütuf gibi milletin yüzüne vurduğunu” iddia eden Erdoğan şunları söyledi:
“1950’de, ilk şeffaf seçimde CHP iktidardan uzaklaştırıldı ve o günden beri tek başına iktidar olamadı. CHP iktidara gelemeyince ne yaptı peki? 27 Mayıs cuntasının taşlarını döşedi. CHP, ülkenin ayarlarını öyle bozdu ki 1961-62-63-69 ve 71 yıllarında cunta girişimleri oldu. 12 Mart muhtırasını alkışladılar. 27 Aralık 1979 muhtırasına ve 12 Eylül cuntasına giden yolu açtılar. 28 Şubat darbesine alkış tuttular. Bizim yırtıp attığımız 27 Nisan bildirisinin arkasında durdular. Sokaklara çıkıp 'ordu göreve' diyerek gösteriler yaptılar. 17-25 Aralık darbe girişiminin, Gezi kalkışmasının aktörü oldular. 15 Temmuz'da tanklardan kaçıp keyifle kahvelerini yudumladılar. Türkiye'deki her darbenin, darbe girişiminin, cuntanın taşlarını döşediler, alkışladılar, darbecilerin sırtını sıvazladılar. CHP Genel Başkanı'na kendi tarihini iyi okumasını tavsiye ediyorum.
Biraz cesareti varsa, vesayet lekeleriyle katrana dönmüş kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum. 1950'den beri sandıkta yoksunuz ve cuntalardan medet umuyorsunuz. Denklem basit: CHP demek cunta demektir. Cunta demek CHP demektir. CHP sadece yolsuzluğun değil, bu ülkede darbeciliğin de kitabını yazmıştır. Hakaret ettikleri, tehdit ettikleri bağımsız yargı olmasaydı şu an bile CHP, kendi içinden çıkan cunta yönetiminin esiri olacaktı. Siz yargıya dua edin ki, sizi kendi içinizden çıkan cuntadan onlar kurtardı.”
'Anarşiyle sokakları teslim aldığınız Türkiye eskilerde kaldı'
CHP’nin ülkenin meseleleriyle işi olmadığını savunan Erdoğan “CHP'nin vizyonu yok, planı, programı, ufku yoktur. CHP, milletle ve milletin iradesiyle sorunları olan bir partidir. CHP'nin özgürlük anlayışı sadece kendileri için, bir avuç seçkin içindir. CHP, faşizmin vücut bulmuş halidir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan “Ne sokak hareketleri ne tehditler ne boykot adını verdikleri linç listeleriyle hiçbir yere varamazlar. Eski Türkiye artık yok. Anarşiyle sokaklarını teslim aldığınız Türkiye eskilerde kaldı. Sayın Özel, artık sadece millet var, milletin muazzez iradesi var!” dedi.
“Milletin takdirine sahip çıkan güçlü bir iktidar” olduğunu öne süren Erdoğan “Cuntayla, darbeyle, vesayetle, ajanlarla, kara parayla, para kuleleriyle, sınır ötesine yaptığınız çağrılarla varabileceğiniz hiçbir yer yok. Sandıktan çıkan iradeye kuzu kuzu teslim olacaksınız. Kimse bunların faşizan baskılarına boyun eğmesin. Kimse çekinmesin, kimse yılgınlığa, endişeye kapılmasın. Korkaklar, zafer anıtı dikemez” diye konuştu.
'Dananın kuyruğu o zaman kopacak' diyerek soruşturmalara işaret etti
Erdoğan İBB’ye yönelik soruşturmalarda yeni gelişmeler olacağını da ima ederek şunları söyledi:
“CHP'nin ne yapmaya çalıştığının farkındayız. Eteklerinin neden tutuştuğunu, neden bu kadar hırçınlaştıklarını, neyi yargıdan kaçırmaya çalıştıklarını biliyoruz. Firariler yakalanıp yargıya teslim edildikçe, dananın kuyruğu o zaman kopacaktır. İtiraflar ve yeni delillerle soruşturmalar derinleştikçe, CHP'nin neden sokağı adres gösterdiği görülecektir. İstanbul merkezli yolsuzluk çarkının boyutları ortaya çıktıkça, bunların milletin yüzüne bakacak halleri kalmayacak.”
Yarın DEM Parti heyetiyle görüşeceğini duyurdu
“Biz muhalefetin oyununa gelmeyiz. Bizim daha mühim gündemlerimiz var” diyen Erdoğan yarın DEM Parti heyetiyle bir araya geleceğini de açıkladı.
Erdoğan şöyle konuştu:
“Terörsüz Türkiye gibi hayati önemde meselelerimiz var. Cumhur İttifakı olarak büyük bir titizlik ve sabırla yürüttüğümüz bu süreci ülkemizin hayrına neticelendireceğiz. Yarın DEM heyetini kabul ederek kendileriyle görüşecek ve terörsüz Türkiye hedefine ulaşma irademizi teyit edeceğiz. Türk'ü ile, Kürt'ü ile, Arap'ı ile Alevi'si ile Sünni'si ile hem bölgemizi hem ülkemizi imar ve ihya etmek için gayret göstermeye devam edeceğiz. AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na yakışan budur."
Erdoğan ayrıca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "vekalet döneminden sonra partisiyle, teşkilatı ve milletiyle tekrar buluşmasından" memnuniyet durduğunu belirterek Bahçeli'ye geçmiş olsun dileklerini iletti.