Türkiye Barolar Birliği: Ders boykotu ifade özgürlüğüne girer

Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanan bir hukuki değerlendirmede, üniversite öğrencilerinin ders boykotlarına ilişkin önemli bir açıklama yapıldı. Hazırlanan 34 sayfalık rapor, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin hukuki çerçevesini detaylı bir şekilde incelerken, özellikle öğrencilere yönelik disiplin hükümleri ve ifade özgürlüğü üzerindeki olası sınırlamaları ele aldı. Raporda, öğrencilere ders boykotu yapma çağrısının ve boykot eyleminin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu vurgulandı.

TBB’nin İnsan Hakları Merkezi tarafından yapılan değerlendirmede, protesto hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ifade özgürlüğünün kapsamı net bir şekilde tanımlandı. Protesto hakkı, birçok farklı eylem biçimini kapsarken, barışçıl olması durumunda, yalnızca yürüyüşleri değil, aynı zamanda oturma eylemleri, işgaller ve ablukalar gibi çeşitli eylem biçimlerini de içine alabiliyor. Hukuki değerlendirmede, protesto hakkının yalnızca önceden bildirim yapılması şartına bağlanamayacağı belirtilerek, Anayasa’nın 34. maddesi gereğince, "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir" ifadelerine vurgu yapıldı.

Kamu çıkarına eylem olarak tanımlanıyor

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına da atıfta bulunulan raporda, boykot çağrısının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu, boykotun siyasal bir ifade biçimi olarak değerlendirilebileceği belirtildi: "AİHM, boykotu şiddet, nefret veya hoşgörüsüzlük içermediği sürece, kamu çıkarına hizmet eden bir eylem olarak kabul ediyor. Bu yaklaşım, sadece Avrupa’daki değil, aynı zamanda ABD ve Almanya gibi demokratik ülkelerin yüksek mahkemeleri tarafından da benimsenmiş durumda.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54. maddesinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde, üniversite öğrencilerinin ders boykotu yapması, çeşitli disiplin suçlarıyla ilişkilendirilebileceği gibi, bu durumun ifade özgürlüğü kapsamına girip girmediği de tartışmalı bir konu. Hukuki değerlendirmede, boykot çağrısı yapan öğrencilerin ve boykot eylemine katılanların, yalnızca eğitim ve öğretimi engelleme amacı taşımadıkları sürece, herhangi bir disiplin cezasına çarptırılmalarının anayasal haklar olan ifade özgürlüğüne aykırı olduğu savunuluyor."

TBB, özellikle öğrencilerin eğitim hayatlarını etkilemeyen, şiddet içermeyen ve eğitim kurumlarının düzenini bozmayan barışçıl eylemlerinin Anayasa ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında olması gerektiğine dikkat çekti. Üniversitelerdeki ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerin ise son derece istisnai olması gerektiği ifade edildi. Eğitim kurumları, öğrencilerin farklı düşüncelerini ifade etmelerine engel olmamalı ve yalnızca eğitim ortamını ciddi şekilde bozan davranışlar disipline edilmelidir.

AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları da yer aldı

AİHM’ye göre boykot çağrısının, karşı görüşü ifade etme aracı olduğu belirtilerek, boykotun siyasal ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirileceği ifade edildi. Bu bağlamda, AİHM, boykotu şiddetsiz ve hoşgörülü bir ifade biçimi olarak tanımakta ve bunu yüksek derecede koruma altına almaktadır. Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi de benzer bir yaklaşımla, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının, bireylerin düşüncelerini açıklamaları ve fikirlerini topluma sunmaları için bir araç olduğuna karar vermiştir.

TBB’nin raporunda, üniversitelerdeki protesto eylemlerinin disiplin suçlarıyla ilişkilendirilmesi durumunda, her bir olaya özel bir değerlendirme yapılması gerektiği belirtildi. Örneğin, dersleri boykot etme çağrısı ve boykotun, öğrencilerin eğitim hakkına zarar vermediği sürece, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54. maddesinde öngörülen disiplin cezalarına tabi tutulmaması gerektiği ifade edilmiştir.

Bununla birlikte, disiplin suçları kapsamına girebilecek eylemler de detaylandırıldı. Bu eylemler, yükseköğretim kurumlarında eğitim hizmetlerini engelleyici boykot ve işgal gibi fiiller olarak tanımlandı. Ancak, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına göre, bu tür eylemlerin kısa süreli olması durumunda disiplin cezası gerektirmeyeceği vurgulandı.

Muhabir: Ahmet Çağatay Bayraktar