Sözün bittiği yerde sarsmaya başlayan o kitap: Engereğin Gözü!

Müzik, sinema ve edebiyat alanındaki üretimleriyle Türkiye'nin çok yönlü sanatçılarından Zülfü Livaneli, Engereğin Gözü adlı romanıyla edebiyat dünyasında derin bir iz bırakmayı sürdürüyor. İlk kez 1996 yılında yayımlanan eser, Livaneli'nin kaleminden çıkan diğer romanlarda olduğu gibi, toplumsal meseleleri bireysel dramlarla harmanlayan güçlü bir anlatı sunuyor.

Roman, 17. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda, Topkapı Sarayı'nın entrikalarla dolu atmosferinde geçiyor. Bu dönemin suskunluğu, geleneklerin gölgesindeki yaşam tarzı ve ataerkil yapısı, hikyeye hem atmosfer hem de karakterlerin kaderi açısından yön veriyor. Hikyenin merkezinde yer alan Habeş Süleyman karakteri, sarayın dar kalıpları içinde var olmaya çalışan, ama bu sınırları aşmakta ısrarcı, güçlü bir figür olarak karşımıza çıkıyor.

Engereğin Gözü, yalnızca bir intikam hikyesi değil; aynı zamanda sistemin dışladığı, susturduğu, bastırdığı bireylerin sessiz çığlığıdır. Livaneli, adaletin bireysel bir meseleye dönüşmesini, psikolojik çözümlemelerle örerek anlatırken, okuru hem bir gerilim öyküsünün içine çekiyor hem de Türkiye'nin toplumsal belleğiyle yüzleşmeye çağırıyor.

Roman boyunca yükselen içsel gerilim, sarayın suskunluğu ile ters düşen bir çığlığa dönüşüyor. Bireyin maruz kaldığı baskı, toplumun bu baskıya olan sessizliği ve nihayetinde gelişen bireysel başkaldırı; Engereğin Gözünü sadece bir edebi eser değil, aynı zamanda bir vicdan metnine dönüştürüyor.

Zülfü Livaneli'nin sade ama çarpıcı diliyle hayat bulan roman, kadim adalet duygusunu, insan doğasının karmaşıklığını ve toplumsal çürümeyi gözler önüne sererken, edebiyatseverlere unutulmaz bir okuma deneyimi vadediyor.

Üstelik roman, kısa süre önce uluslararası bir başarıya da imza attı. Alman Der Spiegel dergisinin edebiyat editörleri tarafından hazırlanan ve 1925-2025 arasındaki döneme damga vuran 'Okunması Gereken 100 Roman' listesine seçildi. Livaneli'nin Engereğin Gözü romanı, Virginia Woolf, Gabriel Garcia Marquez ve José Saramago gibi dünyaca ünlü yazarların eserleriyle birlikte bu prestijli listeye girdi.

Engereğin Gözü, yalnızca bir roman değil; bir yüzleşme, bir sorgulama ve belki de en çok, bir uyanış çağrısı…