Kalitesiz uyuyanların komplo teorilerine inanma olasılığı daha yüksek çıktı

Bu inançların, artan aşı tereddüdü, iklim değişikliği şüpheciliği ve kurumlara güvensizlik gibi sonuçları olabiliyor.

Nottingham Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma, kötü uyku kalitesinin komplo teorilerine yatkınlığı artırabileceğini, depresyonun bu ilişkide önemli bir rol oynadığını ortaya koydu.

Üniversitenin Psikoloji Bölümü'nden uzmanlar, 1.000'den fazla katılımcının yer aldığı iki çalışmada uyku kalitesi ile komplo teorilerine yönelik inançlar arasındaki bağlantıyı inceledi.

Hakemli bilimsel dergi Journal of Health Psychology'de yayınlanan bulgular, son bir ayda daha düşük uyku kalitesinden mustarip olmuş bireylerin, özellikle komplo içeriklerine maruz kaldıktan sonra bunları onaylama olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Bu inançların, artan aşı tereddüdü, iklim değişikliği şüpheciliği ve kurumlara güvensizlik gibi sonuçları olabiliyor.

Sosyal psikoloji alanında araştırma yapan Dr. Daniel Jolley, "Uyku, zihinsel sağlık ve bilişsel işlevler için hayati öneme sahiptir. Kötü uykunun depresyon, anksiyete ve paranoya riskini artırdığı gösterilmiştir," dedi.

"Bu faktörler komplo inançlarına da katkıda bulunur. Araştırmamız, uyku kalitesinin iyileştirilmesinin komplocu düşüncenin yayılmasına karşı koruyucu bir faktör olarak hizmet edebileceğini öne sürüyor."

Bu bulgular, uyku odaklı müdahalelerin komplo teorilerine olan yatkınlığı azaltma potansiyelini gözler önüne seriyor.

Araştırmacılara göre, uyku kalitesine odaklanacak halk sağlığı uygulamaları sayesinde bireyler, internette gördükleri bilgilere eleştirel yaklaşma yeteneğini artırabilir ve yanıltıcı anlatılara direnmek için daha donanımlı olabilir.

euronews