Boluspor’un 2024-2025 sezonunda Sakaryaspor ile yaptığı maç, sadece bir futbol müsabakası değil; yıllardır çözülemeyen bir sorunun, bir şehrin görmezden gelinen çığlığının yeni bir yansıması oldu. Kendi evinde, yani Bolu’da oynaması gereken bu kritik maç, stat yetersizliği nedeniyle Çorum’da oynandı. Evet, Boluspor bir kez daha kendi şehrinde oynayamayan bir takım olarak sahaya çıktı.
Bu sezon Çorum’a üçüncü kez giden Boluspor, deplasman formasıyla ev sahibi olmanın tuhaflığı içinde Sakaryaspor’u mağlup etti. Futbolcuların başarısı, teknik ekibin emeği ve taraftarın fedakarlığı elbette ki alkışı hak ediyor. Ama bu galibiyetin arkasında, büyük bir eksikliğin gölgesi duruyor: Bir şehre yakışan stat hâlâ yok!
Bu durum sadece sporla ilgilenenlerin değil, tüm Bolu halkının ortak ayıbı olmalı. Kulübün köklü tarihine rağmen, yıllardır süren ilgisizlik, destek yoksunluğu ve sonuçsuz vaatler, Boluspor’u adeta sürgünde bir takım haline getirdi. Stat, bir takımın evi, bir şehrin gururudur. Ama Boluspor için artık bu ev Çorum olmuş durumda ve bu, Bolu için utanç verici bir tablodur.
Her seçim döneminde dillendirilen "Yeni stat yapacağız" vaatleri, yerini hayal kırıklığına bıraktı. Taraftar otobüslerle deplasman sayılan bir şehre taşınıyor, takım kendi sahasında gibi hissetmeye çalışıyor. Bu trajikomik durum daha ne kadar sürecek?
Boluspor’un yaşadığı bu stat çilesi artık geçiştirilemez. Bu, sadece bir spor meselesi değil; bu, bir şehrin kimliği ve geleceğiyle doğrudan ilgilidir. Artık herkesin elini taşın altına koyma zamanı geldi. Çünkü Boluspor sahipsiz değil, sahipsiz bırakılmış bir takımdır.
Boluspor’un Bitmeyen Stat Çilesi: Bir Kentin Spor Onuru Yaralı
Türk futbolunun köklü kulüplerinden Boluspor, yıllardır sportif başarıdan çok altyapı sorunlarıyla anılmakta. Özellikle stat meselesi, artık bir kangren haline gelmiş durumda. Her sezon dile getirilen, her yerel seçimde vaat haline gelen ancak bir türlü hayata geçirilemeyen bu sorun, sadece bir futbol takımı için değil, tüm Bolu halkı için ciddi bir utanç kaynağı haline geldi.
Mevcut stadyum, çağın gereksinimlerinden oldukça uzak. Seyirci kapasitesi sınırlı, fiziki şartları yetersiz, altyapısı ise neredeyse çökmüş durumda. Modern futbolun olmazsa olmazları arasında yer alan güvenlik, konfor, medya alanları ve sporcu sağlığına yönelik koşullar neredeyse yok denecek kadar az. Bu da hem kulübün gelişimini engelliyor, hem de taraftarın maç günlerinden alacağı keyfi baltalıyor.
Yetkililer her defasında projelerden, ihalelerden, planlardan bahsetse de; sahada görünen somut bir adım yok. Taraftar sabırsız, şehir bezgin, futbolcular motivasyonsuz. Bir şehri, sporla birleştirme gücüne sahip olan bu kulüp, ihmalin ve ilgisizliğin kurbanı olmaya devam ediyor.
Unutulmamalıdır ki stadyumlar sadece futbol oynanan yerler değildir. Onlar birer kültür merkezidir, şehrin vizyonunu gösterir, gençlere ilham verir. Boluspor’un hak ettiği, Bolu’nun layık olduğu modern bir stadyum, artık bir lütuf değil, gecikmiş bir zorunluluktur.
Statlar Boş, İlgisizlik Dolu: TFF Boluspor’a Neden Sahip Çıkmıyor?
Boluspor haftalardır stat sıkıntısı yaşıyor, maçlarını Çorum’da oynamak zorunda kalıyor. Şehir takımı, şehir dışında "ev sahibi" gibi davranmaya zorlanıyor. Taraftar, her hafta deplasman otobüslerinde kilometrelerce yol yapıyor. Bu yaşananlara rağmen, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) adeta üç maymunu oynuyor.
Ve şimdi... Maça daha 10 gün olmasına rağmen, Bolu’da oynanması gereken Boluspor–Fatih Karagümrük maçı için Sakarya Atatürk Stadı adres olarak gösterildi. Ne zaman, kimle, nasıl görüşüldü? Bolu şehri, kulüp yönetimi ya da taraftar bu konuda ne kadar bilgilendirildi? Bu karar, hangi akla ve vicdana sığar?
TFF’nin bu tavrı sadece ihmalkârlık değil, açıkça saygısızlıktır. Kurumsal ciddiyet taşıması gereken bir yapının, haftalardır stat mağduriyeti yaşayan bir kulübe böylesine keyfi, iletişimsiz ve geç bir kararla yaklaşması kabul edilemez.
Boluspor’un kendi evinde, kendi şehrinde oynaması gereken bir maçları için önce Çorum’a, şimdi de Sakarya’ya sürgün edilmesi, Türk futbolunun merkezî yapısının taşradaki takımlara ne kadar yabancılaştığının bir göstergesidir. İstanbul takımları için zeminler günler öncesinden hazırlanırken, Boluspor gibi köklü kulüplerin kaderi son dakikada alınan kararlarla çiziliyor.
Bu sadece Boluspor’un değil, tüm Anadolu kulüplerinin ortak sorunudur. Bugün Boluspor, yarın bir başkası. TFF, Türk futbolunu gerçekten geliştirmek istiyorsa; adaletli, şeffaf ve eşitlikçi bir yönetim anlayışı benimsemelidir. Ey TFF Boluspor aklınıza mı geldi yoksa başka işler mi var!