Macron yaptığı konuşmada Fransa'nın nükleer kapasitesinin tamamen egemen olduğunu ve 1964'ten bu yana Avrupa güvenliğinin sağlanmasında kilit bir rol oynadığını vurguladı.
Macron, “Nükleer caydırıcılığımız bizi koruyor; eksiksiz, egemen ve tamamen Fransız” dedi. Macron, özellikle Rusya'nın askeri genişlemesine karşılık olarak kıtada artan güvenlik endişelerini kabul etti.
Almanya'dan çağrı
Macron'un açıklamaları, gelişen jeopolitik güçlükler karşısında Avrupa'nın savunma stratejisine ilişkin endişelerini dile getiren Almanya Şansölye adayı Friedrich Merz'in çağrısının ardından geldi. Macron, “Geleceğin Alman Şansölyesinin tarihi çağrısına cevap vererek, Avrupalı müttefiklerimizin caydırıcılığımız yoluyla korunmasına ilişkin stratejik bir tartışma başlatmaya karar verdim” dedi. Bununla birlikte, Fransa'nın nükleer cephaneliğine ilişkin kararların Fransa cumhurbaşkanının münhasır yetkisi altında kalacağını teyit etti.
Rus tehdidi büyümeye devam ediyor
Fransız lider, Rusya'nın askeri yığınak yapmaya devam ettiğine dikkat çekerek Rusya'nın yarattığı tehdidin arttığının altını çizdi. “Rusya'dan gelen tehdit tüm Avrupa'yı kapsıyor” uyarısında bulunan Macron, Moskova'nın şu anda bütçesinin %40'ını savunmaya ayırdığının altını çizdi. Macron ayrıca Rusya'nın 2030 yılına kadar üç milyon asker daha seferber etme ve cephaneliğine 4,000 tank ekleme planları da dahil olmak üzere uzun vadeli askeri hedeflerine de atıfta bulundu.
Bu endişelerin ortasında Macron, Fransa'nın savunma kabiliyetlerini güçlendirmenin gerekliliğini vurguladı. “ABD ile işbirliğimiz önemli, ancak özellikle güvenliğimiz konusunda bağımsızlığımızı güçlendirmemiz gerekiyor” dedi. “Savunma katkılarımızı arttırmalıyız ve Avrupa'da tank ve helikopter üretimi için finansmanı genişletmeye karar verdik. Hükümete bu finansmanın sağlanması talimatını verdim.”
Macron'un yorumları, özellikle küresel güç dinamikleri değişmeye devam ederken, Avrupa'da askeri kendi kendine yeterlilik ve stratejik özerklik konusundaki daha geniş tartışmaları yansıtıyor. Macron'un önerisi, karmaşık bir güvenlik ortamında yol alırken Fransa'nın Avrupa savunma politikasındaki liderliğini sağlamlaştırma çabasına işaret ediyor.
